25 Şubat 2015 Çarşamba

Oscar Ödül Töreni - Kırmızı Halı


İzlesem mi, ertesi gün ofiste uykusuzluktan çok kötü olur muyum, Boyhood ve American Sniper’a paylaştırırlar ödülleri sinir olduğumla kalır mıyım derken bir Oscar törenini daha merakımı yenemeyip izleyerek geçirdim.

Geçen senenin aksine bu yıl Digitürk internet sitesinde üye olsun olmasın herkese canlı yayını izleme imkanı vermişti. Cep telefonu numaranızı girdim ve şifre geldi, açılan ekrana onu girip izlemeye başladım. Cep telefonumdan izledim ve ara ara ekranı kapatıp geri döndüğüm oldu ancak tekrar şifre girmemi istemedi. Görüntü kalitesi iyiydi, yavaşlama açılmama gibi problemler de hiç olmadı. Şaşırtıcı bir biçimde çok memnun kaldım :), Digitürk’ün böyle bir şey sunacağını hiç beklemiyordum açıkçası.

Geçen sene çalışmadığım için ertesi günümün boş olmasının verdiği rahatlıkla töreni izlemek için büyük bir çaba göstermiştim. Uyduda binden fazla kanal gezerek Oscar yayını yapan birkaç yabancı kanal buldum, bilgisayarımda da Azeri kanalı AzTV’nin ve şimdi adını hatırlamadığım bir kanalın daha internet yayını açtım. Uydudaki kanallar kırmızı halı bitip tören başlayınca ya yayını kesti ya da şifreli yayına geçti. Ben de bilgisayar görüntüsünü televizyona aktararak internetten izlemeye devam ettim. Ama hem görüntü kaliteleri çok iyi değildi hem de sık sık bağlantı kopup yayın duruyordu.

Bu sene böyle atraksiyonlara girmek gelmedi içimden. Hem pazartesi işe gidecek olmak canımı sıkıyordu, hem de beni çok heyecanlandıran adaylar yoktu açıkçası. Daha doğrusu çoğu ödülü Boyhood ve American Sniper arasında paylaştırabilirler ve sinir olup izlediğime pişman olurum diye düşündüm. Normal bir Pazar geçirip (uyku düzenimi hiç değiştirmeden) yatmıştım ki, tesadüfen instagramda Digitürk’ün internet sitesinden üye olmasanız bile canlı yayını izleyebileceğimizi öğrendim.

Kırmızı halıyı es geçip uyudum, nasılsa Instagram ve Twitter’dan hem kimin ne giydiğini hem de röportajları sonradan da takip edebilirdim.

Julianne Moore ve Jennifer Lopez’in elbisesinden çokça bahsedilmesine rağmen ikisini de beğenmedim. Julianne Moore’un bel kıvrımı kaybolmuştu ve göğüs dekoltesi kötü geldi bana. Jennifer Lopez’in de dekoltesini beğenmedim.


Emma Stone’a ve yeşil elbisesine bayıldım. Tabi ki Elie Saab’mış :). Yırtmacı, sırtı, kolları her şeyiyle çok güzeldi.



İkinci favorim ise Gone Girl ile aday olan Rosamund Pike. Kırmızı bir elbise giymişti, Givenchy. Harikaydı. Kumaşı, duruşu her şeyi çok çok beğendim.



Reese Witherspoon’u da güzel buldum. Kıyafeti Tom Ford tasarımıymış.  Çok kibar, çok hoş görünüyordu. Küçükken Barbie’min bu modelde bir elbisesi vardı, çok severdim ve hep o elbiseyi giydirirdim, bana onu hatırlattı :).



Cate Blanchett biraz kolaya kaçmış gibi geldi bana. Sıfır yaka, kolsuz, siyah düz denebilecek ama yine de çok hoş bir elbise. Kolyesi de çok hoştu. Cate Blanchett’ın kendisini çok beğeniyorum, o soğuk duruşuna çok uymuştu elbise. Görünümü çok hoşuma gitti.

167

Gwyneth Paltrow’un ise sadece kendisini beğendim. Elbise çok zarifti, kuğu gibi görünüyordu ama zerafet elbiseden değil Gwyneth Paltrow’dan geliyordu.


Erkekler de ise favorilerim Benedict Cumberbatch, Eddie Redmayne ve Adrien Brody.
Benedict zaten hep favorim çok bahsedilecek bir şey yok :).


Eddie Redmayne da çok fit ve ‘İngiliz’ görünüyordu.


Beni şaşırtan ve en çok beğendiğim ise Adrien Brody oldu açıkçası. Çirkin bir adam olmasına rağmen çok şık ve hoş görünüyordu. Klasik siyah smokinden ziyade siyah-beyaz ceketi çok farklıydı.


Bir de Edward Norton var tabi ki. Çok mülayim ve sevimli buldum törendeki hallerini. Böyle enişte gibi bir hali vardı :).

450

0 yorum:

Yorum Gönder