1 Mayıs 2015 Cuma

Ayın Biri Kilisesi

167


Milyonlarca yıldır bu hale gelmemizin en büyük sebebi ve aslında aynı zamanda sonucu içgüdülerimiz. Ve içgüdünün en net karşılığı inançlarımız. Tanrılara, dinlere, kendine, aşka, annene, babana olan inanç. Bir şey yapmak için, en ufak bir şeyin bile olabilmesi için gereken inanç. Başlamak başarmanın yarısı ise eğer, başlamanın tamamına yakını da inanç olmalı o zaman.

Biz bugün annemle Ayın Biri Kilisesi’ne gittik. Hayatımdan -daha doğrusu işimden, zamanımın büyük çoğunluğunu iş oluşturduğu için dolayısıyla hayatımdan- hoşnut olmadığım, hatta artık ciddi ciddi ikinci kez ergenliğe girdiğimi düşündüğüm bir dönemdeyim. On gün kadar önce annem Ayın Biri Kilisesi’nden bahsetti, aslında daha çok birkaç tanıdığın her dilediğinin olduğundan. 1 Mayıs tatil, o zaman gidelim dedik, bu fırsat kaçmaz.

Dilediğim bir şeyin - o an için ne kadar içten dilersem dileyeyim - mucizevi bir şekilde kucağıma düşeceğine inanmıyorum. Kilit asmak, çaput bağlamak, ip germek denk geldiğimde biraz da öylesine katıldığım aktiviteler oldu hep. Hiç “dilek dilemek için” özellikle bir yere gitmemiştim. Bu sefer istedim ama, belki kendi zamanımın ruhu yüzünden, nedenini çok da merak etmiyorum ama gitmek ve dua etmek istedim. Dileğimin koşulsuz şartsız olması için değil, olması için doğru yolu bulabilmek için, o yoldan sapmamak için, dilediğime ulaşmak için gereken gücü ve sabrı bana bahşetmesi için dua ettim.

Çünkü ben dileğimi somutlaştırma ihtiyacı duyuyorum. Bana onu her zaman hatırlatacak bir şeye, vazgeçmemi engelleyecek bir şeye ihtiyaç duyuyorum. Kilisenin bahçesinden girdiğimizde, dileği gerçekleştikten sonra anahtarını geri getirmek için gelmiş tatlı dağıtan insanlarla başlıyor bu somutlaşma ve başarma inancı, gücü. “Alır mısınız? Dileği gerçekleşen böyle bir şeyler dağıtıyor, benimki de oldu, inşallah sizinki de olur.” diyorlar. Sanki ikram ettiklerinden yersem dileğim gerçekleşirmiş gibi geliyor. Ama ayazmanın suyu aynı hissi uyandırmıyor bende. Annemse ishal korkusuyla içmeye cesaret edemese de yüzümüzü yıkarız diye orada verilen şişelerden birini dolduruyor.

Su değil de söz daha çok etkiliyor beni. Soru sormak için yaklaştığımı sanan papazdan benim için dua etmesini rica ediyorum. İsmimi soruyor sonra ara sıra başıma dokunarak ne olduğunu bile anlamadığım bir dilde dua okuyor. İbranice mi? Bilmiyorum. Ne dediğini merak ediyorum ama o an sormak hiç aklıma gelmiyor. Duası bitiyor ve “Allah kabul etsin.” diyor. Kendimi Tanrıma daha yakın hissediyorum. Tekrar mum yakılan kısma gidiyorum, bir mum daha yakıp uzun uzun dua ediyorum. Dileğimi, dileğimin hayırlısıyla gerçekleşmesini, gerçekleşmesi için gereken azim ve sabra sahip olmak için dua ediyorum. Kilisede sakince uzun uzun dua eden, bilinen her ritüeli sırayla gerçekleştiren başı eşarbıyla sıkı sıkı sarılı bembeyaz yüzlü kızı görünce gözlerim doluyor. Duamın içinde bol bol sağlık da geçiriyorum.

Annemle içimizi rahatlatacak, bizi ulaşmamız gereken her ne ise ona yakınlaştıracak kendimize has herşeyi yaptıktan sonra kiliseden çıktık. Devamı annem için üçlemek, benim içinse anahtarımın bana dileğimi hatırlattığından emin olmak. O kilisenin açık olduğu salı ve perşembe günleri de giderek ziyaretlerini üçe tamamlayacak. Ben ise anahtarımı boynuma asıyorum. Değiştirmek için mi, kiliseye bırakmak için mi bilmem ama geri götürene kadar anahtarımı boynumda taşıyacağım. Dileğimi her zaman hatırlamak için, vazgeçmemek için, bir süre sonra “Aman hayırlısı olmasa da olur.” dememek için.

Mayıs doğduğum ay. Ayın Biri Kilisesi 1 Ocak’ta çok kalabalık olurmuş ama benim yılımın başlangıcı mayıs. Bahar çocuğuyum ben, uzayan günleri, aydınlık zamanları, ısınan havaları seviyorum. Kış uykusundan uyanıp silkinmek, dileğime doğru ilerlemek için en uygun ay olmalı mayıs.

Mayıs ve bahar istediklerimize doğru çıkacağımız yolda enerji versin hepimize. Allah gönülden dilediğimiz hayırlı herşeye ulaşacağımız doğru yoldan saptırmasın bizi, ulaşacak gücü ve sabrı versin inşallah. İçten gelen tüm hayırlı dualarımız kabul olsun. Hayırlı günler, mayıslar ve baharlar…


0 yorum:

Yorum Gönder